Güçlü araştırmalar, yeni yeşil enerji teknolojilerinin doğmasına neden olmaktadır ve fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı azaltmaktadır.
"Yeşil enerji dediğimiz şey nedir ve neden kömür veya petrolden daha iyidir?" sorusunun cevabı çok net değildir.
Geçtiğimiz otuz yılda, yeşil enerji alanındaki araştırma ve geliştirme çalışmalarında adeta bir patlama yaşanmıştır. Sonuç olarak da kömür, petrol ve doğal gaza bağımlılığımızı azaltabilecek yüzlerce yeni araştırma yapılmıştır.
Yeşil enerji; güneş ışığı, rüzgar, yağmur, gelgitler, bitkiler, algler ve jeotermal ısı gibi doğal kaynaklardan elde edilen enerji olarak tanımlanabilir. Bu enerji kaynakları yenilenebilir, yani doğal olarak yenilenir ve doğru planlanmış bir üretimle sistem kendini doğal olarak yenile imkanına sahip olabilir. Buna karşılık, fosil yakıtlar, milyonlarca yıl alan bir süreçte var olurlar ve kullanımla azalmaya devam edecek sınırlı bir kaynak olarak tanımlanırlar.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının, çevre üzerinde sera gazları gibi kirletici maddeler üreten ve iklim değişikliğine neden olan fosil yakıtlara oranla çok daha küçük bir negatif etkisi vardır.
Fosil yakıtlara erişim elde etmek, genellikle ekolojik olarak hassas konumlarda, toprak içine madenciliği veya sondajı gerektirir.
Bununla birlikte, yeşil enerji, elektrik enerjisine erişimi olmayan kırsal ve uzak bölgeler de dahil olmak üzere, tüm dünyada kolayca bulunabilen enerji kaynaklarını kullanmaktadır.
Yenilenebilir enerji teknolojilerindeki gelişmeler, güneş panelleri, rüzgar türbinleri ve diğer yeşil enerji kaynaklarının maliyetini düşürerek; petrol, gaz, kömür ve kamu hizmeti şirketlerinin değil, insanların elinde elektrik üretme yeteneğini ortaya çıkarır.
Yeşil enerji, elektrik, su ve alan ısıtma ve motorlu taşıtlar için yakıt dahil olmak üzere tüm önemli kullanım alanlarında fosil yakıtların yerini alabilir ve aslında bu bir seçenek olmayıp bir zaruret olarak ufukta belirmiştir.
Yeşil enerji çeşitleri
Yenilenebilir, kirletmeyen enerji kaynaklarının araştırılması bu kadar hızlı bir hızla ilerlemektedir, şu anda geliştirilmekte olan birçok yeşil enerji türünü takip etmek zordur.
İşte en yaygın yeşil enerji türlerinden 6'sı:
Güneş Enerjisi: En yaygın yenilenebilir enerji türü olan güneş enerjisi, güneş ışığını yakalayan ve elektriğe çeviren fotovoltaik hücreler kullanılarak üretilir.
Güneş enerjisi ayrıca binaları ve suyu ısıtmak, doğal aydınlatma sağlamak ve yemek pişirmek için kullanılır.
Güneş teknolojileri, küçük el cihazlarından tüm mahallelere kadar her şeyi güçlendirecek kadar ucuz hale geldi.
Rüzgâr Gücü: Dünya yüzeyindeki hava akışı, daha güçlü rüzgârlar ile daha fazla enerji üreten türbinleri itmek için kullanılabilir.
Yüksek irtifa alanları ve sadece açık deniz alanları en güçlü rüzgârları yakalamak için en iyi koşulları sağlamaya meyillidir.
2009 yılında yapılan bir araştırmaya göre, kırsal alanlardaki sadece % 20 kapasitesinde çalışan 2,5 megavatlık bir rüzgar türbini ağı, dünyadaki mevcut enerji tüketiminin 40 katını sağlayabilir.
Hidroelektrik: Hidroelektrik güç olarak da adlandırılan hidroelektrik, dünyanın su döngüsü tarafından buharlaşma, yağış, gelgit ve bir barajdan geçen suyun gücü de dâhil olmak üzere üretilir.
Hidroelektrik, önemli miktarda enerji üretmek için yüksek yağış seviyelerine bağlıdır.
Jeotermal Enerji: Yerküre kabuğunun hemen altında, hem gezegenin özgün oluşumundan hem de minerallerin radyoaktif bozunumundan faydalanılırken şimdiler bu işlevinin yanı sıra elektrik üretmek için kullanılmaktadır.Kaplıcalar biçimindeki jeotermal enerji, insanlar tarafından banyo yapmak için binlerce yıldır kullanılmaktadır ve şimdi elektrik üretmek için kullanılmaktadır. Yalnız Kuzey Amerika'da, şu an kömürün yaptığı kadar 10 kat fazla elektrik üretmek için yeraltında depolanmış yeterli enerji var.
Biyokütle: Ahşap atık, talaş ve yanıcı tarımsal atıklar gibi son zamanlarda yaşayan doğal malzemeler, petrol bazlı yakıt kaynaklarından çok daha az sera gazı emisyonu ile enerjiye dönüştürülebilir. Çünkü biyokütle diye bilinen bu materyaller güneşten depolanmış enerjiyi içerir.
Biyoyakıtlar: Enerji üretmek için biyokütle yakmak yerine, bazen bu yenilenebilir organik maddeler yakıt haline dönüşür. Önemli örnekler etanol ve biyodizel içerir. Biyoyakıtlar, 2010 yılında karayolu taşımacılığına yönelik dünya yakıtlarının % 2,7'sini sağladı ve 2050 yılına kadar dünyadaki nakliye yakıtlarına olan talebin % 25'inden fazlasını karşılayabilecek potansiyele sahip oldu. Dolayısıyla bitkisel kaynaklı üretimin atıkları da enerji üretmek için kullanılabilir. Ekolojik kaynaklarımız enerji üretimi ile de doğrudan ilgilidir. Öyle görünmektedir ki, önümüzdeki yıllar ekolojik kaynaklı, bacasız, doğal üretimin altın yılları olacaktır. İnsan uygarlıkla doğayı buluşturacak ve özüne dönecektir.
Kozmetik Vadisi projesi de bu kapsamda atıklarından kendi enerjini üretecek ve doğru bir denge kurmak sureti ile olağan dengeyi hiç bozmadan çok nitelikli üretim yapılan model bir vadi olarak modern dünyaya örnek teşkil edecektir.